30 Kasım 2008 Pazar

mini gözlem. sertavul yaylası















sabah uyanır uyanmaz pencereye koştum. sisli ve krağılı bir karaman sabahı tam bir hayal kırıklığı oldu . yatakta pinekleyip tv izlemek ve evin bahçesindeki yaprakları temizlemek fikri beynimde hafifçe geldi geçti. pazar sabahlarına has kahvaltı sinyalini midem verince fotoğraf malzemelerimi arabaya yükleyip doğru babamlara gittim. bu arada fotoğraf malzemelerim için ikinci bir araba almam gerekecek okadar fazlalar. tabiii ikinci arabayı kim sürecek derdi var. büyük arazi aracı fikrimi ertelememeliyim daha fazla. yaptığımız güzel kahvaltının akabinde açan gökyüzü bana büyük bir sürpriz oldu. kardeşim babam ve ben hep birlikte sertavul yaylasındaki baştankara noktama gitmeye karar verdik.  1000 rakımdan 1700 rakıma çıktık önce. kuş gözlemi açısından tatsız bir yolculuk oldu; birkaç ekin kargası, leş kargası ve bir kuzgun. ama torosların inanılmaz doğası ve göksu vadisinin tarifsiz güzelliği keyfimize keyif kattı. üzerimdeki negatiflik de şehir de kaldı. baştankara noktama geldik nihayet . sedir ormanı içerisinde küçük bir pınar olan bölge. dağda içilen çayın tadı hiç bir yerde bulunmaz. hele bir de soğuksa hava. hemen ateş yaktık çay için. ben kamuflaj çadırımı ışığın konumuna uygun bir şekilde kurup ya nasip dedim. bu arada o kadarda kolay değil tabi çadıra girmek. 6 kiloluk bir objektif kullanınca onu çantasından çıkarmak bir dert. tripodu aç, lensi koy, makinayı tak. flaş extenderi koy, sc 17 uzatma kablosunu tak... bissürü iş. sonra bunu düşmeden çadıra götür ve bekle :) sürpriz tür beklentim ne yazık ki olmadı. şakrak bekliyordum ama hala gelmemişler. iyice çökmesi gerekiyor anladığım kadarıyla soğuğun. bol miktarda çam baştankarası ve akyanaklı baştankara çektim. sıvacı ve anadolu sıvacı kuşu da sağolsun bana eşlik ettiler. uzaktan bi kaç florya yeşil yeşil sırıtsada yakınıma teşrif etme lütfunda bulunmadılar. babam ve kardeşim yakında olduğu için ardıçlar çadırda olmama rağmen uzak kalmayı tercih ettiler. güzel temiz havalı çay tadında. sedir ve ardıç ağacı kokulu bir gün oldu kısacası. 

29 Kasım 2008 Cumartesi

Ankaraya giderim bıyıklı baştankara çekmeye


bir sonbahar sabahı  düştük ankara yollarına. makksat muhabbet, fırsat olursa moganda üç beş bıyıklı baştankara çekerim ümidi içimde :) sisli ankara sabahları bize fotoğraf vermedi ama yediğimiz içtiğimiz bizim oldu. bir dahaki sefere artık.


doğada fotoğrafçılık zor sanat

sitedeki çekilen fotoğrafların kamera arkalarını ve günlüklerini yayınlamayı planlıyorum. bu fotoğrafta görüldüğü gibi hamallık şart. sabahın köründe sıcak yatak terkedilecek. gözler uykuya hasret aç karna yola çıkacak karga b.kunu yemeden.. eee malum fotoğraf işi ışık işi . sabah güneşini kaçırmamak lazım.

trakuş dergi

www.trakus.org dergi yayınlandı. dergide ben de varım :)

sigma 300-800 sigmanın canavarı


elimdeki eski 50-500 lensim beni mutlu etmemeye başladığında sıkıntılı bir lens araştırma sürecine girdim. amaç kuşları çekmekse ne yazık ki ülkemizde çok ürkek olan kuşlar için uzun odaklı bir lens gerekir diye düşündüm. www.birdfocus.nl sitesinden rein hoffmanın da fotolarından da etkilenerek 300-800 lensimi aldım. kendisi zaten pahalı olan bu lensin yanına gitzo karbon fiber üç ayak ve gimbal kafa , sc 17 kablo extender derken bir hayli masrafa girdim :)

sıvacı kuşu


3 yıl önce ilk karşılaştığımda şaşkınlıkla izlediğim kuşlardandır sıvacı. fotoğrafını çekmek içinse bir hayli uğraşmadım dersem yalan olur :) bu fotoğraftaki gibi bir portre oldukça emek ve gözlem isteyen bir çalışma. iyi bir ekipman ve iyi bir ışık ve sabır sonucu oluştuç