21 Haziran 2009 Pazar

Karagöl Bolkarlar gezisi.






Adanadan sevgili dostlarım mustafa TOR ve eşleri Berrin TOR hanımın nazik davetleriyle karagöl ve çinili göl gezisine dahil oldum. sabah erkenden arkadaşım cengiz özdemirle beraber yola koyulduk. gün doğumuna karşı güzel müzikli ve keyifli sohbetli bir yolculukla buluşma noktamız çiftehana geldik. biraz erken gelmemiz ve midemizin gönderdiği sinyaller neticesinde kahvaltılık armaya başladık. ne simit ne poğaça vardı burada. bizi izleyen iri yarı ve göbekli bir amcanın ciğer yermisiniz sorusuna şiddetle evet dememle sabah kahvaltısı işini de çözmüş oldum... kahvaltı esnasında adana grubu da iki minibüsle çiftehana geldi. kısa süren merhaba bölümünden sonra karagöle doğru yola revan olduk. ilk girdiğimiz köydeki çay molasında eşsiz bolkar dağlarının manzarasını demli ay eşliğinde çıkardım. adanaya giderken hep hayranlıkla izlediğim bolkar zirvelerine çıkacak olmanın heyecanı bambaşkaydı. uzun süren yolculuktan sonra 2000 m üzerine çıktık ve araçları bırakacağımız alana ulaştık. etrafımızda bolkar zirveleri , çeşitli çiçekler ve pamuk şeker gibi bulutlar vardı. günüm keyifli başladı ve keyifle devam etmekteydi. yanıma manzara için sigma 10-20 mm ve makro için 105 mm nikkorumu almıştım. manzaraları 10-20 ile çalıştım. park alanından karagöle kadar olan parkurda güzel ve zorlu bir yürüyüş yapmanın bu arada gördüğüm güzellikleri fotoğraflamıanın tadını çıkardım. kara gölü uzaktan görmek inanılmazdı. saklı bir hazine gibi parlıyordu zirvelerin arasında. bol fotoğrafını çektim manzaranın.göl kıyısına indikten sonra sonra toros kurbağaları ve etraftaki çiçeklerden bir kaç makro aldım. çok istediğim karagöl lalesinin zamanının geçmesi yüzünden iyi bir fotoğrafını alamadım. bu arada bolkar kelebeklerini esefle kınıyorum. bana hiç poz vermediler :) karagölden sonra çinili göle yaptığımız gezide yaz mevsiminde kara ayak basmanın tadını yaşadım. inanılmaz bir doğa gerçekten. dinlenme anında adanalı dostların kar ve çilek reçeli karışımı içecekleri ise inanılmaz lezzetliydi. hiç bitmesin diyeceğim bir gün dü kısacası. dönüşte cengizle beraber yine çiftehanda pirzola ve salatadan oluşan yemeğimizi yedik. üstüne içtiğimiz çay ve benim galibiyetimle sonuçlanan tavla zaferiyle günü sonlandırdık. güzel müzikli ve sohbetli dönüş yolculuğundan sonra sağ salim evimize ulaştık....

16 Haziran 2009 Salı

Gagalarda makro





Kerkenezlerin av çeşitliliği çok ilgimi çekti. böceklerden fareye kadar bir hayli menü zenginliğine sahipler. ciddi anlamda çiftçi dostu bu hayvanlar gerektiği değeri görürler umarım.

7 Haziran 2009 Pazar

Küçük Kerkenez





Küçük kerkenez kırmızı listede olan nesli tehlike altında bir yırtıcı kuş. kışın afrikaya göçen bu güzellik yazın çoluk çocuğa memleketimizde karışmakta. geçenlerde keşfettiğm yerlerine gitmek için herzamanki gibi karga kahvaltısını yapmadan yataktan kalktım. fotoğraf demek ışık demek. sabahın o güzelim yatay ışığına ulaşmak için bu cefayı çekmek lazım. insanların yataklarında uykunun en tatlı olduğu anlarında aracımla yola koyulum. dünyanın sessizliğine u2 grubunun one isimli şarkısıyla eşlik ettim yolda. araziye geldiğimde güneş en tatlı eğimindeydi. 300-800 hazırladım ama herzamanki gibi bir şey eksikti yine arazide. fasulye torbası evde kalmıştı. torbasız arabanın penceresinde çekmek zorunda kaldım fotoları. perde hızını azıcık arttırarak titreme riskini azalttım. güzel olduğuna inandığım fotolar çektikten sonra sabah dokuz gibi pazar kahvaltısı sabahına evimde, gördüğüm kerkenezler ve diğer türlerin fotoğraflarını çekmenin keyifli hazzındaydım.

2 Haziran 2009 Salı

karadağ ve makro denemeleri





Pazar sabahı fotoğrafçı arkadaşım cengiz özdemirle (" http://dogalbakis.blogspot.com/ " sitesinin yazarıdır ayrıca. ) makro dünyasının tadlarını almak için karadağın zirvesine yola çıktık. başdağ zirvesinde etrafımızda  çiçek böcek ve huzur vardı :) unuttuğum şapkadan dolayı amele yanığı olsamda böceklerin dünyası beni bir hayli mutlu etti. makro zor işmiş :) bir kere teknik istiyor. böcüğü gör bas çekle olmuyor. iyi bir lens şart. ben nikkor 105 2.8 vr tercih ettim ve doğru kararı verdiğimi düşünüyorum. mümkünse çift flaş gerekli. benim gibi boş pillerle giderseniz rezil olursunuz. çok kısık diyaframla çekileceği için perde hızı düşüyor ve en ufak rüzgarda sallanan çiçek ve dallar sinir katsayısını zorluyor haliyle :) öğreneceğiz . bilmemek değil öğrenmemek ayıp.  bana göre işin özü tabiatta olmak ve oradaki yaşadığım duyguyu fotoğrafla eve getirmek. bu konuda makro dünyasının bambaşka olduğunu düşünüyorum. mutlaka tavsiye ederim mikro kozmozu :)

ağaç yaşken eğilir.





3.5 yaşındaki oğlum zeki tunanın uzun zamandır kafamı ağrıtan sertavulun karadağına (bütün dağlar karadağ) gidelim sucuk ekmek yiyelim akbaba çekelim tutturmasıyla c.tesi sabah meşe odununda sucuk ve çay yapma heyecanıyla atladık sabahın köründe arabaya. oğlum inanılmaz fotoğra ve doğa meraklısı. bol bol fotoğraf çektik ve dürbünle gözlem yaptık. en çok hoşuma gidense yeni literatüre kattığı "kuyrukkakanın arkadaşı" adlı tür. hala hangi tür olduğunu çıkramadım ama iyi bir türe benziyor :)

kıyamayanlara :)





çok sevdiğim bir dostum yeni bir arazi aracı alsam kıyamam dağa taşa gidemem diyor :) ben de kıyarım benimle mi yaşıycak diyorum. suzuki vitarayla ilk foto gezilerimden oldukça tad aldım. darısı parası olupta alamayanlara :)