14 Kasım 2009 Cumartesi

Pozantı - Belemedik - Adana











Soğuk ve kapalı bir Karaman sabahından, hafta içi planladığımız Pozantı Adana gezisi için üstad Cengizle birlikte çıktık yolumuza.

Ereğlide bizi karşılayan yağmur gün boyunca yoldaşımız oldu bize. Yolda görmeyi çok istediğim bolkarlar etrafımızı kaplayan sis ve yağmur sebebiyle bize asi ve heybetli görüntüsünü vermesede siste yolculuk çok keyifliydi. koskocaman bir hiçliğin ortasında gibiydik. müzik ve muhabbetle zaman kaygısı olmadan kendimizi bir anda pozantıda bulduk.

yüreğimizin değil midemizin sesini dinledik ve şehir girişinde bayanların gözleme yaptığı bir mekana kurulduk. gözlemenin yanında benim ricamı kırmayarak tavada yumurta yapmaları bonus oldu. bol çay, gözleme ve salatayla kahvaltımızı yaptık. hesabı ödemeye gittim ocak başındaki bayanların yanına. bana 6 lira dediler. okadar yediğimiz şey için çok ucuz kazıklasaydınız bizi dedim :) ve 10 lira verdim. samimi ve gülümseyen insanlar bırakarak ardımızda belemediğe doğru yola çıktık.

yol boyunca yanımızda akan dere ve çınar ağaçlarının inanılmaz güzel sonbahar tadında renkleri, torosların ihtişamı bize eşlik etti. Belemedik köken olarak bilemedikten geliyor. Almanlar demir yolunu yaparken çift taraflı belemedik noktasında rayların birleşme noktasını tam hesaplayamamışlar ve o noktaya bilemedik adını koymuşlar :) tren istasyonuna aracımızı bıraktıktan sonra alman yerleşim bölgesine fotoğraf çekmeye gittik.yıkılmış harabe yapılar, çınar ağaçları ve bu güzellikte yaşama şansına erişmiş bir kaç yöre insanı. bol fotoğraf çektik. sonbahar kendisini belli etmiş etraf sarı ve yeşilin renk karmaşasına bürünmüştü. derin bir sessizlik, hafif yağmur. hayatımın kalanını ve ölümü yaşayacağım yer gibi hissettim bu coğrafyayı. belemediği terkederken içimden bir ses burayı daha çok göreceğimi söylüyordu.

Adana'da bizi bekleyen Mustafa Tor ve eşleri Berrin ablayı daha fazla bekletmemek için adana istikametine yola koyulduk. yolda hafif yağmur eşliğinde torosların güzelliğinden çukurovaya doğru yol aldık. beraberimizde yağmuru güneşli bir güne uyanan adanaya getirdikten sonra Berrin ablanın bize sunduğu yorgunluk kahvesinden sonra uzun zamandır hayalini kurduğumuz kebap aksiyonuna doğru yola çıktık. Adana'da tek geçtiğim kolcuoğlu lokantasında inanılmaz bir meze ve salata çeşitliliğine pervasızca saldırdıktan sonra hiç bir yerde lezzetine ulaşamadığımız kebabı afiyetle yedik.

güzel başlayan günümüz, yine yağmur eşliğinde sakin bir geri dönüş yolculuğuyla son buldu.


1 yorum:

Faruk Çiloğlu dedi ki...

Adana Pozantıda Belemedik Yaylası var. Cihan harbinde Fransızların Adanayı işgaliyle halk Kaç kaç " la buraya gelmiş.Büyük ihtimal yeni doğan çocukları belemeye bile fırsat olmadan geldikleri için verilen bir isim.